Sessiz tükenmişlik: güçlü görünüp içten çöken zihinler

Sessiz tükenmişlik, çoklukla yüksek sorumluluk yüklenmiş bireylerde, bilhassa de sıhhat çalışanları, öğretmenler ve ebeveynlerde sıkça görülmektedir. Bu bireyler ekseriyetle hislerini öbürleri için bastırır, kendi gereksinimlerini geri plana atar ve ‘her şeyin yolunda’ görünmek için çabalarlar.
Vakit içinde bu bastırılmış hisler çeşitli ruhsal belirtilerle ortaya çıkar: ani öfke patlamaları, motivasyon eksikliği, odaklanma meseleleri ve mana arayışı. Dışarıdan gözlemlenmesi güç olduğu için bu bireyler çoklukla yardım arayışına geç kalırlar. İçsel olarak çöküş yaşanmasına karşın günlük fonksiyonelliği sürdürebildikleri için etrafları tarafından da anlaşılmazlar.
Sessiz tükenmişliği aşmanın yolu; bireyin kendi içsel gereksinimlerini fark etmesi, his sözünü öğrenmesi ve hudut koymayı içselleştirmesinden geçer. Bu noktada psikoterapi, bireyin kendine dürüst olmasını sağlayan inançlı bir alan sunar. Farkındalık geliştikçe kişi, ‘güçlü’ olmak yerine ‘gerçek’ olmayı tercih eder.